Değerli okurlarım,
Dünyanın dört bir yanında çatışmaların gölgesinde yaşam sürerken, Paris İklim Anlaşması’nın işaret ettiği küresel ısınma ve iklim değişikliği, artık sadece bir bilimsel veri değil, hayatımızın tam ortasında etkisini gösteren acı bir gerçek.
Türkiye’de ise bu değişimin en görünür sonuçlarından biri; kuraklıkla birleşen kişisel hatalardan ortaya çıkan orman yangınlarındaki dramatik artış.
2024 ve 2025 yılları bu anlamda adeta felaket seneleri oldu.
Özellikle yaz aylarında, yangın haberleri neredeyse günlük rutine dönüştü.
Ne yazık ki bu yangınların önemli bir kısmı bölgemizde de baş gösterdi.
İnegöl’ün yanı başındaki Bilecik’te çıkan orman yangını hepimizin yüreğini dağladı.
O güzelim ağaçlar, o masum hayvanlar, o doğal güzellikler bir anda küle dönüştü.
Geçtiğimiz günlerde orman konusunda yıllarını vermiş deneyimli bir bürokratla bu konuları uzun uzun konuşma fırsatım oldu.
Söyledikleri tüyler ürperticiydi.
Çünkü son çıkan yangınların %95’inin insan hatalarından kaynaklı olduğunu öğrendim.
Evet, yanlış okumadınız: Yüzde doksan beş!
Biçerdöverlerin taş veya çakıla çarpmasıyla çıkan kıvılcımların, kuru otları tutuşturması, ardından rüzgârla alevlerin ormana sıçraması…
Bu zincirleme olaylar sonucunda binlerce hektarlık alanlar dakikalar içinde yok olabiliyor.
Üstelik bu konuda muhtarlar, çiftçiler bilgilendirilmiş durumda.
Yani bilgi var ama uygulama yok!
Bir elinde kürek ya da yangın tüpüyle biçerdöveri takip eden bir tarla sahibi, belki de büyük bir felaketin önüne geçebilirdi.
Büyükşehir Belediyesi’nin, ilçe belediyelerinin ve Orman Genel Müdürlüğü’nün verdiği su tankerleri de o an orada olsa, belki yangının binde biri bile yaşanmayacak.
Ancak “bize bir şey olmaz” rehaveti, doğamızı yakmaya devam ediyor.
Bu vesileyle, yangınların ortasında canını hiçe sayarak alevlerin içine dalan ateş savaşçılarımıza,
İnegöl Orman İşletme Müdürü Okan Kaya’ya, personeline,
Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Teşkilatına ve ilçelerimizde gece gündüz demeden çalışan tüm belediye ekiplerine teşekkür etmek istiyorum.
Onlar olmasaydı, bu yaz çok daha karanlık olurdu.
Unutmayın; bir kibritle başlayan her yangın, geleceğimizin küllere karışmasıdır.
Her vatandaş, her çiftçi, her muhtar, her çocuk bu bilinci taşımalı.
Ormanlar sadece ağaç değildir; hayatın kendisidir.
YORUMLAR