HAZIR OL CENGE İSTERSEN SULH-U SALAH-2-
18 ARALIK 2025
İlgili olanlar bilirler…
2000 den önceki Ortadoğunun haritasını, 1916 yılında Skyce-Proce adlı İng ve Fransız İki uzman tasarlamış ve sonra da Gertrude Bell adlı Bir ajan cedvelle çizmiştir. Günümüz Emperyalistleri ise: Kendi çıkarları gereği cetvelle çizilen bu dağıtımı beğenmeyip başta İsrail’in büyütülmesi, gerek se de, yörenin özellikle yeraltı zenginliklerine zahmetsiz ulaşabilmeleri için ellerinden geleni yapmışlar ve yapmaktadırlar…
Hatırlayalım:
1925 Yılında bu gün kahraman ilan edilen Şeyh Sait’in hedefi, Güney Anadolu’da Şeriata dayalı Bir Kürt Devleti kurmak değil miydi? Henüz yeni kurulan ve toparlanma aşamasında olan Türkiye Cumhuriyetini zayıflatarak Musul petrollerine kim konmak istiyordu? Tabii ki İngiliz haramzadesi değil mi?
Dikkat ediniz:
Cumhuriyetimizin kuruluşundan 1938 Yılına kadar, Güney Doğu Anadolu’muz da, Onu aşkın Kürt İsyanları olmuştur. Bunların en uzun süreni, arkasında Fransız desteği olan Dersim İsyanıdır. Fransa, Hatay’ı bizim almamızı engellemek için Türkiye’yi zayıflatıp, istediğine ulaşmak umudunu taşıyor, bunun için de; Dersim de Şeyh Rıza denen Haine, el altından her türlü desteği vermeye devam ediyordu. Belki amaçlarına ulaşacaklardı ama; ah! karşılarında Mustafa Kemal olmasaydı…
Hatay:
Atatürk’ün bizlere armağan ettiği son vatan toprağıdır; O’na sahip çıkmak her Türk’ün namus borcudur!
Konu uzun. Ancak: 20. Yüz Yılın İkinci yarısına girerken, Rusya ve Kominizm tehlikesinden kendimizi korumak umuduyla; NATO denilen emperyal yuvaya kendimizi atabilmek için,” Amerika canımız feda olsun kanımız.” (!)nidalarıyla, Yüzlerce Mehmet’imizi Kore topraklarına terk etmek zorunda kaldık…
Ve Amerika…
İkinci Dünya paylaşım Savaşından sonra, damarlarımıza dek girerek bizleri kontrol ve denetimi altında tuttu. Halen de tutmaya devam ediyor…
Düşünsenize!
Devlet namusumuzun giz kaynağı Ulusal İstihbarat birimlerimizin giderleri, Altmışlı Yıllara kadar Amerikalılar tarafından karşılandığı dillerde dolaşmıyor muydu… Bir milletin istihbarat kurumunu ele geçirince; “O millet artık oltaya yakalanmış balıktır, çırpınışları boşunadır…”
Yerim bitti. Devamı haftaya…
Unutmayalım: Kuran-ı Kerimi öz Türkçemizle mutlaka okuyacak ve çevremize de okutacağız.
Cumhuriyetimizin kuruluş safhasını, Atatürk’ümüzün özgün ifadeleriyle anlattığı NUTUK (Söylev) eserini, hiç değilse Bir kez okumalı ve okutmalıyız…
Son olarak sizlerden dileğim: Yaklaşmakta olan kuraklığın kaçınılmaz sonucu olarak, doğacak olan SU sıkıntısına hazırlıklı olmak için gereksiz sarfiyattan kaçınmalıyız …
