Türkiye genelinde yeni bir dolandırıcılık yöntemi alarm veriyor. Özellikle 40 yaş üstü erkekleri hedef alan organize suç çeteleri, telefonla ulaştıkları kişilere “müstehcen içerikli sitelere üyeliğiniz var” diyerek şantaj yapıyor. İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) aktardığı bilgilere göre, bu yöntemle çok sayıda kişi mağdur edildi.
Sistem Nasıl İşliyor?
- Dolandırıcılar, mağdurları arayarak “Sitelere giriş yaptınız, elimizde görüntüler var” iddiasında bulunuyor.
- Ardından “Ödeme yapmazsanız ailenize bildiririz” tehdidiyle psikolojik baskı kuruyorlar.
- Mağdurların bu sitelerle hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen, “dosya açacağız” bahanesiyle para talep ediliyor.
- Utanma ve korku duygusuyla savunmasız kalan kişiler, ne olduğunu bile anlamadan ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Kendilerini Uzlaştırmacı Gibi Tanıtıyorlar
Dolandırıcılar, profesyonel bir ekip gibi davranarak kendilerini “uzlaştırmacı” ya da “arabulucu” olarak tanıtıyor. Avukat Zeki Oran’a göre, bu kişiler mağdurların ve ailelerinin kimlik, iletişim ve adres bilgilerine kadar ulaşabiliyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan 45–60 yaş arası erkekler hedef alınmış durumda.
Dolandırıcılık Suçlarında Patlama
Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı verilerine göre, dolandırıcılık suçları yüzde 41 oranında artış gösterdi. 2023’te 119 bin olan dosya sayısı, 2024’te 169 bine yükseldi. Dolandırıcılık suçunu, uyuşturucu imal ve ticareti ile bulundurma suçları izliyor. Hırsızlık gibi bazı suç türlerinde ise yüzde 4’lük sınırlı bir azalma görüldü.
Uzmanlardan Uyarı: Sessiz Kalmayın
Uzmanlar, bu tür şantajlara karşı vatandaşları uyarıyor:
- Bu tarz bir durumla karşılaşıldığında mutlaka bir hukukçudan yardım alınmalı.
- Adliye uzlaştırma bürolarına başvuru yapılmalı.
- Kesinlikle ödeme yapılmamalı ve dolandırıcılara itibar edilmemeli.
Bu yeni dolandırıcılık yöntemi, teknolojinin kötüye kullanımının ne denli tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor. Özellikle mahremiyet ve aile ilişkileri üzerinden kurulan baskı, mağdurları sessizliğe itiyor. Yetkililer, bu konuda farkındalık yaratılması ve hukuki destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
