Arama
Üyelik
Üye Girişi
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hasan Eroğlu
Sevda Özcan

Yeniden Refah Partisi lideri Erbakan’dan NATO yorumu

YENİDEN REFAH PARTİSİ GENEL BAŞKANI FATİH ERBAKAN, FİNLANDİYA VE İSVEÇ İLE TÜRKİYE ARASINDA YAPILAN ÜÇLÜ ANLAŞMAYA İLİŞKİN, “SOMUT KAZANIM ELDE EDİLMEDEN VETO GERİ ÇEKİLMİŞTİR” DEDİ.

YENİDEN REFAH PARTİSİ GENEL

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Finlandiya ve İsveç ile Türkiye arasında yapılan üçlü anlaşmaya ilişkin, “Somut kazanım elde edilmeden veto geri çekilmiştir” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasında imzalanan üçlü memorandum hakkında değerlendirmelerde bulundu. İmzalanan metnin sadece ‘iyi niyet mutabakatı’ olarak nitelendirilebileceğini belirten Erbakan, “Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’e vetosunu çekmek için bu kadar acele etmesinin gerçek sebepleri nelerdir. Türkiye, Madrid’deki zirvede İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girişlerinin önündeki vetosunu maalesef geri çekmiştir. Avrupa Birliği’nin kapısında 63 senedir bekletilen ve hala birliğe üyelik ısrarını sürdüren Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı NATO’nun kapısında 2 ay bile tutamamıştır” dedi.

“İsveç ve Finlandiya taahhütlerini yerine getirmezse ne olacak”

İsveç ve Finlandiya’nın uzun yıllardır terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye’nin hassasiyet ve endişelerine dikkat edeceklerine dair yazılı taahhütte bulunmalarının, bir uluslararası resmi metinde PYD/YPG ve FETÖ’nün terör örgütü olarak nitelendirilmelerinin kayda değer gelişmeler olduğunu belirten Erbakan, “NATO’ya girişlerinin yolu açılan İsveç ve Finlandiya, kağıt üzerindeki taahhütlerinin gereklerini yerine getirmedikleri

takdirde ne olacaktır. Her iki ülke de zaten daha önce AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirmelerine rağmen örgüte bugüne kadar tam destek vermiş, her türlü eylemlerinin yolunu açmış, en ufak bir müdahalede bulunmamıştır. NATO’da imzaladıkları taahhütname, her iki ülkenin tavırlarında somut olarak neyi değiştirecektir” diye konuştu.

“Somut kazanım elde edilmeden veto geri çekilmiştir”

Türkiye’nin ekonomideki sıkışmışlığından dolayı somut kazanım elde edilmeden veto kararının geri çekilmesini eleştiren Erbakan, benzer hadiselerin daha önce de yaşandığını hatırlatarak şunları söyledi:

“Sayın Erdoğan birçok konuda olduğu gibi bu konuda da Batı tarafından ‘kandırıldığımızı’ belirtmiş, üzüntülerini beyan etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, endişe ederiz ki önümüzdeki süreçte de İsveç ve Finlandiya’nın yazılı taahhütlerine bağlı kalmamalarından şikayet edecek, ‘Dost ve müttefiklerimizin samimiyetsizlikleri bizi üzmektedir’ diyecektir.”

Erbakan, daha önce Yunanistan ile yine NATO zirvesinde benzer anlaşmanın imzalandığını ancak Yunanistan’ın sözünü tutmadığını hatırlattı.

“Son sözü Biden söyledi”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kurmaylarının İsveç ve Finlandiya’nın üçlü memoranduma imza atmasını büyük bir zafer olarak nitelendirdiğine dikkati

çeken Erbakan, vetoyu kaldırma kararında zirve öncesi ABD Başkanı Biden ile yapılan telefon görüşmesinin etkili olduğunu öne sürdü. “Bize göre ortada somut bir kazanım yoktur. Türkiye sonuçta İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girişlerinin yolunu açmıştır” diyen Erbakan sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsveç ve Finlandiya taahhütlerine uymazsa, Türkiye’nin içinde bulunduğu pozisyon, önümüzdeki dönemde bu iki ülkenin NATO üyeliklerinin önüne blokaj koymasına elverişli değildir. ABD Başkanı Joe Biden’ın Erdoğan’ı Madrid’e hareketinden önce aramasının üçlü memorandum kararı metninin sonunda yer alan, ’Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasına uzun zamandır devam eden desteğini teyit eder ve Madrid Zirvesi’nde Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olmak üzere davet edilmelerine desteğini ifade eder’ cümlesinin oluşmasında önemli rol oynadığını ve en son sözü aslında ABD Başkanı Biden’ın söylediğini ifade etmek mümkündür. Yeniden Refah Partisi olarak çarenin iflas etmiş Batı güdümlü politikalarda ve kuruluşlarda değil, rahmetli Erbakan hocamızın önderliğinde kurulan D-8’de ve devamı olan D-60 ile D-160’ta olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.”