Arama
Üyelik
Üye Girişi
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hasan Eroğlu
Sevda Özcan

KARPUZ VE KAVUN

Musa CANKAT / 19


Musa CANKAT / 19 MAYIS 2022
Mevsimi geldi…
Semt pazarlarının, market ve manavların tezgahları karpuz ve
kavun çeşitleri ile şenlendi…
Parası olan için sorun yok tabii; dilim, dilim de olsa karpuz; bir parçacık alıp nefislerini köreltecekler…
Ya parası kıt olanlar?…
Yani:
Fakir, fukara ve gurebalar…
Onlar da Adana karpuzu çıkana kadar özençlerine fren yapıp bekleyecekler… Fakirlik işte…
Konu salt karpuz, kavun mu?
Değil tabii. Ülkemizde yetişebilen her çeşit meyve ve sebzeleri saymak mümkün…
Çikita muzu mesela…
Hem kalın hem de uzun oluyor; insanın gözüne batıyor ilk bakışta; ama lezzet hak getire, ham kelek gibi…
Nerede bizim mis kokulu Anamur ve Alanya Muzları?
Azıcık ince, biraz da kısa ama; tadı damağımızı mest eden, yemesine doyulmayan, yerli emekle üretilen milli ürünümüz…
Tee! Arjantin den kiraz geliyor, kiraz…
On Beş,Yirmi gün beklesek, sanki ölürmüşüz gibi…
Oysa:
Ülkemizin bahçelerinin süsü; Kara Bodur, Napolyon, Yarımca, Vb kiraz cinsleri geleneksel ürünlerimizin başında gelir.
Örnekler çok, çok da:
Değirmenin suyu nereden geliyor diye düşünüyorum…
On Beş Yirmi gün önce yiyelim diye, dışarıdan ithal etmenin kime yararı olduğu hep aklıma takılır; Birkaç yandaş ithalatçıyı zengin etme uğruna tam takır bırakılmış hazinenin daha da delinmesinin mantığı ne?
Biliyoruz ki:
Devlet bütçesi her dönem Cari Açık veriyor…
Nedir Cari Açık?
Bütçenin hep açık vermesi; devlet giderlerinin gelirlerinden daha fazla olması; “İtibardan Tasarruf olmaz…”Mantığıyla plansız, programsız, lüks yaşam özleminin, tatmin edilmesi sonucu, milli gelirin, harcamaları karşılayamamasıdır… Borcu borçla ödeme kolaycılığı ülkemizin geleceğini ipotek altına almış, devletin genel borç stoku, Beş Yüz Milyar Doları aşmıştır…
Bırakalım her şeyi:
Muhtemel kara günümüz için rezerve tuttuğumuz, halkın “Kefen Parası” dediği birikimin, dibine kibrit suyu(!) dökerek,”tamtakır bıraktık…”
Cumhuriyet Rejiminin çok büyük özverilerle devlete kazandırdığı, yerli ve milli olan tüm taşınmazları; yok fiyatına özelleştirme sevdası uğruna, babalar gibi satarak mollalar gibi yedik…
Yetmedi:
Yaylalarımızı sattık, marinalarımızı, limanlarımızı, koylarımızı sattık. Araplara İstanbul ve Trakya’nın en güzel manzaralı binalarını bile sattık…
Yine yetmedi:
Vatandaşlığımızı dahi satışa çıkardık; parayı basan, onurumuz olan vatandaşlığımızı satın alıp gidiyor… Kendi öz yurdumuzun en önemli bölgelerinde, azınlığa düşerek varlığımız, yer ile Bir olursa; sakın şaşırmasın gelecek nesil…
Hal böyle olunca:
Yazıma örnek aldığım” Karpuz ve Kavun” güncelde, Okyanus da bir damla; “Turpun büyüğü torbada” yani…
Şimdi:
Ülkemizin elbette dış alıma ihtiyacı olacaktır.
Bunlar:
Başta petrol ve Doğal Gaz olmak üzere, enerji veren ürünler… (Gerçi Sayın Cumhurbaşkanımız İki Yıl önce, Doğal gaz kaynaklarımız için müjde vermişti ama…?)
Tıbbi cihaz ve ilaç çeşitleri… Ve ihtiyaç duyulabilecek teknolojik gelişmelerdir…
Bunlardan başka; ülkemizin dışa bağımlılığı ve aynı zamanda dıştan gelecek hiçbir şeye ihtiyacı yoktur…
Biz Türk Milleti olarak:
Milletimizi ve Cumhuriyetimizi ayakta tutacak, iradeye sahibiz; yeter ki ülkemizi yönetenler çağ dışı hayaller peşinde koşmaktan vazgeçsinler ve ATATÜRK ideolojisi ile barışık olup Onunla inatlaşmasınlar…
Görüyoruz ki:
Özellikle Avrupalıların özenerek baktığı Anadolu ve Trakya’nın verimli toprakları göreceli olarak ihmal ediliyor; “Saldım çayıra mevlam kayıra…” Özdeyişi ile bütünleşen bir yaklaşımla, maalesef ama gerçekten maalesef; bırakalım insanlarımız için olmazsa olmaz temel gıdalarını, hayvan yiyeceği olan, samanı bile ithal ediyoruz…
Eh! Ben ne bilem gari…?
Başka demokratik ülkelerde; yönettiği ülkeyi bu durumlara düşüren iktidarın, kamu yoklamalarında alacağı tercih% 1 bile olmazken ülkemizde %30 ların altına düşmüyorsa; demek ki: “Ya Allah, Ya Bismillah” Söylemi halen işe yarıyor…
Ne diyeyim:
Ülke, benim. Yönetim benim halkımın tercihi; Allah sonumuzu hayır eyler inşallah…
Gençliğimizin dinamizmini ayakta tutan, Türk Ulusu’nun geleceğinin en büyük bekçisi gençlerimizin 19 MAYIS Bayramını yürekten kutluyorum… Allah sizleri korusun gençler!

Atamızın “Ey Türk Gençliği! Diye başlayan Hitabesini asla unutmayın ve sık, sık okuyun…