Arama
Üyelik
Üye Girişi
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Hasan Eroğlu
Sevda Özcan

Dr. Eray Güçlüer: “Yunanistan’ın Adalara çıkardığı zırhlı taktik araçlar, ana silah sistemi olabiliyor”

ASAM UZMANI VE EMEKLİ ALBAY DR. ERAY GÜÇLÜER,

ASAM UZMANI VE EMEKLİ

Yunanistan’ın İzmir’in hemen karşısındaki Midilli ve Sisam adalarına ABD’nin hibe ettiği toplam 41 adet taktik tekerlekli zırhlı araç sevk etmesi bölgede tansiyonu yeniden artırdı. Gelişmenin askeri yönünü değerlendiren ASAM Uzmanı ve Emekli Albay Dr. Eray Güçlüer, bu araçların teknik özellikleri hakkında bilgi vererek, gelecekte Türkiye için sıkıntı oluşturabileceğine değindi.

Taktik tekerlekli araçların zırhlı ve zırhsız olmak üzere iki çeşit olduğunu belirten Altınbaş Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, ASAM Uzmanı ve Emekli Albay Dr. Eray Güçlüer, zırhsız olanların genellikle cephe gerisinde yük ve malzeme taşıma amaçlı olarak idari faaliyetlerde kullanıldıklarına işaret etti. Dr. Eray Güçlüer, zırhlı olanların ise üzerlerine silah sistemleri de monte edilerek muharebe araçlarına dönüştürülebildiklerini ve kuvvet çarpanı olarak askeri birliklerin savaştaki çatışmalarda ana silah sistemlerinden biri haline geldiklerini vurguladı.

“Kısa menzilli çok namlulu roketatar sistemleri ile alçak irtifa hava savunma füze sistemleri”

Dr. Eray Güçlüer, Yunanistan’ın Türkiye’ye çok yakın iki adaya çıkardığı taktik tekerlekli zırhlı araçların da üzerlerinde silah sistemlerinin monte edilebileceği kaideleri bulunan araçlar olduğuna dikkati çekti. “Bunların adalardaki Yunan askeri birliklerini takviye etmek için oralara gönderildikleri çok açık” değerlendirmesini yapan Dr. Eray Güçlüer, “Silahların monte edileceği kaideler üzerine muhtemelen gönderildikleri adalarda uygun silah sistemleri monte edilmiştir. Bunlar muhtemelen uçaksavar makineli tüfekler, ağır makineli tüfekler, kısa menzilli çok namlulu roketatar sistemleri ile alçak irtifa hava savunma füze sistemleri olabilir. Bu nedenle bu silah ve teçhizatın adalardaki kolluk kuvvetlerinin kullanımı için olduğunu kimse iddia edemez. Bunlar Yunanistan’ın askeri kuvvetler içindir” dedi.

“Doğu Ege adalarının silahlandırılması ve askeri yığınak yapmak, stratejik hedefler”

41 adet taktik tekerlekli zırhlı aracın normal şartlarda Türkiye’ye doğrudan tehdit oluşturmayacağını ancak Ege’deki büyük taktik resme bakıldığında durumun faklı olduğuna işaret eden Dr. Eray Güçlüer, Yunan ana karasında Dedeağaç’tan Girit adasına kadar olan bölgede, kuzeyden güneye ABD silahlı kuvvetlerinin ana muharip güçlerinin konuşlanmış olduğunu kaydetti. Buna karşın ABD’lilerin Yunanistan silahlı kuvvetlerini Türkiye’ye yakın Doğu Ege adalarına adeta ileri karakollar halinde mevzilendirdiklerini vurgulayan Güçlüer, “Yunan Askeri Kuvvetleri ABD askeri kuvvetlerinin ileri karakolları şeklinde görev yapıyor. Dolayısıyla muhtemel bir provokasyonda ABD-Yunan ikilisini birlikte düşünmek gerekir. Doğu Ege adalarının silahlandırılması ve buralardaki askeri yığınağın arttırılması bir şeylere hazırlandıklarını gösteriyor. Bu hazırlıklar, Yunan hükümetinin iç kamuoyuna yönelik siyasi içerikli askeri manevraların ötesine taşıyor, daha stratejik hedefleri içeriyor” diye konuştu.

“ABD ve Yunanistan’ın ortak stratejik hedefleri var”

Ege denizindeki ABD ve Yunan Kuvvetlerinin bu şekilde tertiplenmesinin sebeplerini her iki devletin ortak stratejik amaçlarına bağlayan Güçlüer, ABD’nin bağımsız ve kendi başına hareket edebilecek bir Türkiye’yi Yunanistan üzerinden engellemek istediğini kaydetti. Yunanistan gibi kendisine biat eden proksi bir Türkiye oluşturmanın, ABD’nin en büyük arzusu olduğunu belirten Güçlüer, “Yunanistan’ın Ege denizini kendi egemenlik sahası haline getirmek istediği bir gerçek. Türkiye’ye karşı bu iki emperyalist amaç birleştiğinde, Ege denizinde mahdut hedefli ve dar çerçeveli, muhtemelen hava ve deniz kuvvetleri ile müşterek girişilebilecek kısa süreli Türk-Yunan çatışması planlanıyor olabilir” şeklinde konuştu.

“Türkiye’deki dengelerin travmatize olması amaçlanıyor”

ABD’nin de destek ve araya girerek Türkiye’yi engellemesiyle Yunanistan’a “sözde bir zafer” hediye edildiğine değinen Güçlüer, “Askerî açıdan Türkiye’nin zor durumda kalması, siyasal iktidarın yıpranması ve Türkiye’deki sosyal dengelerin travmatize olması amaçlanıyor” dedi. Türkiye’nin kaos ortamına sürüklenmek istendiğinin altını çizen Güçlüer, ABD’nin arzu ettiği şekilde yeni siyasal ve sosyal dengelerin oluşturulması da böylece mümkün olabileceğini dile getirdi.

Güçlüer, ABD ve Yunanistan’ın niyetlerinin bunlar olmasına rağmen, gerçekleştirebilmeleri çok da kolay olmadığını kaydederek, “Türkiye’nin özellikle savunma sanayinde ulaştığı seviye ülkemize karşı kötü niyeti olanlar için önemli ölçüde caydırıcılık sağlıyor. Ayrıca mevcut homojen siyasal irade ve istikrar, milli güç unsurlarının bir orkestra uyumuyla kullanılmasını sağladığı için dış politikada Türkiye’nin lehine sinerjik bir etki üretiyor. Türk toplumunun milli konulardaki hassasiyeti ve durumsal farkındalığının yüksek olması geçmiştekinin aksine manipülasyonlar ve algı operasyonlarıyla kolaylıkla yönlendirilmesinin önüne geçmektedir.” İfadelerinde bulundu.